Somutlaşınca Erir Tüm Tanrıçalar

İnsan sevdiğini düşmanından daha zor affedermiş güzel tanrıça… Ağlamak düşer bize, bu neşeli bahar sabahında! Sabah sabah kanlı gözyaşları akıtmak düşer kendini yitirmiş güzel tanrıçaların peşi sıra… Ve bu sabah bize en çok sevmek yakışır güzel tanrıça; ölümüne sevmek hem de kaçmak yerine duru dumanların arasına!

Oysa sen, tecavüze uğramış bir Pollyanna maskesi takmışsın yüzüne ve gözlerin bir büyücüye saçma sapan cadı hikayeleri anlatıyor! Bense durdurulamaz bir erozyon olup süzülüyorum gözbebeklerinden içeriye!
Bak dışarısı ne kadar soğuk, insanların gözleri kan kusuyor aşıkların bedenine! Herkes, ama herkes nefret ediyor bizden, bir tecavüzcüye bakar gibi bakıyorlar artık aşıklara! Ve biz terkedilmiş evler gibi uzak iki tepeden birbirimize bakıyoruz yüz milyonlarca yıldır…

Sen benim sana gelmemi istiyorsun, gel diye yalvarıyor bakışların; gelemem, ayaklarım yok, biliyorsun! Ben sana gel diye yalvarıyorum; gelemezsin, ayakların yok, biliyorum! Terkedilmiş iki ev gibi bakıyoruz şimdi birbirimize iki uzak tepeden ve içimizde hayaletler gibi cirit atıyor eski aşklar.

Korkuyorum güzel tanrıça tut ellerimi… Altımdaki toprak kayıyor! Dünya böyle bir erozyonu daha hiç görmedi! Altımızdaki Dünya kayıyor güzel tanrıça! Uzat,uzat, uzat ellerini…

* * *

Somutlaşınca erir tüm tanrıçalar… Somutlaşma sakın! Kanatlarında hüzünlü bir şarkının melodileri yankılanmalı, gözlerinden süzülen kana, aşkın tarihi yazılmalı!

Somutlaşınca erir tüm tanrıçalar… Avuçlarında biriken kana iyi bak! Nasıl da kanar kalbin üzerine düşen mateme inat! Nasıl soğuk bir rüzgar çarpar da yüzüne anlamsızlaşır tüm kelimeler…

Somutlaşınca erir tüm tanrıçalar… Ve cehenneme gül ağacı dikmeye çalışmak değil midir sanki sevdalanmak?

Somutlaşınca erir tüm tanrıçalar… Sesin , manasız bir küfür olur artık geceye inat… Dudakların sana , ellerin dudaklarına yasak… Yaktığın mumlar, durmadan avuçlarına damlar… Olabildiğince uzak  bir ülkeye yıldırım düşer… Kimsesiz yıldırımlar yağmurlarla öpüşürler uzun uzun… Dudaklarında yalnızca avuçlarına damlattığın mumun buruk tadı kalır… Ve tanrıçalar soru sormazlar…

Somutlaşınca erir tüm tanrıçalar… Artık tüm cümlelerin baş harfleri küçük, tüm sokakların sonu çıkmazdır… Hıncın , çıkartılamayacak kadar büyüktür… Sen çıkartmaya çalıştıkça , kör bir bıçak gibi keser içini… Yalnızlığına küfredersin, uzun uzun…

Somutlaşınca erir tüm tanrıçalar… Kanatlarındaki büyülü ışıltıyı kaybetme sakın! Somutlaşınca erir tüm tanrıçalar… İçimdeki tanrıçalığına dokunma sakın!

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Scroll to Top