Yanan bir organin orta yerinde sıkışıp kalmış bir hayvan kadar çaresizim! Yanan kocaman ağaçlar gibi uzatmışken damarların kalbime kollarını; kaçacak deli(li)k bile bulamayan kimsesiz bir suçlu gibiyim! Bu organ yangınında, parçalanıyor kalbim; yanıyor etim! Eskisi kadar kolay değil artık seni sevdiğimi haykırmak! Eroine bulanmışken parmaklarım, durmadan uyuşurken ellerim!
Kendime duyduğum bütün inancı kaybettim, bu kahpe yangında erirken aklım, erirken sana esirliğim! Seni kaybettiğimi hissediyorum! An be an! “Buradayım,,” diyen sesine inanamıyor, “Seni seviyorum!” diyen diline güvenemiyorum!
Nasıl geldik bu noktaya?! Bilemiyorum! Duvarları yumrukluyor, saçlarımı yoluyorum! Sana duyduğum sevgi bile kurtarmaya yetmiyor beni içine saplanıp kaldığım korkulardan!
Direnemiyorum! Kaçmak ve beni kimsenin tanımadığı uzak yerlere gitmek istiyorum!
Yazmak, yazmak, yazmak istiyorum!
Kırılsın elimdeki kalem, kırılsın parmaklarım, kırılsın elim! Yazarken çıldırmak, susarak mutlu olmaktan güzel!
İstanbul; teneffüs ettiğim her nefesi sülfürik aside çeviriyor şimdi! Üsküdar; kalabalık yalnızlığıma kazıklar çakıyor şimdi!
Kırılsın kalbim, parçalansın beynim, darmadağın olsun aklım!
Çıldırarak ölmek, susmak zorunda kalarak yaşamaktan güzel!
Asmayacağım kendimi! Kapıma dayanan intihar, çok eski bir sevgilim; seni onunla aldatmayacağım! Koynuma girip gecelerce benimle deliler gibi sevişen intiharı, yeniden yatağıma sokmayacağım… Zile basıyor, kapıyı tekmeliyor ve çığlık çığlığa ağlıyor onu içeri almam için!
Duymuyorum! Duymuyorum! Duymuyorum!
* * *
Kapanır türden değil içimde açtığın büyük yara! Gurur duy şimdi uçsuz bucaksız aptallığınla! Çatallı dilinden çağlayan zehir, öldürür mü sandın yoksa benim gibi yaşlı bir ejderhayı?! Isır şimdi dilinin çatalını ve kendi zehrinle sona erdir bari lüzumsuz hayatını!
Öfkem değdiği galaksiyi ateşe veren önü alınamaz bir yangın artık! Canımı acıtarak akıttığın gözyaşları yeter mi sandın söndürmeye bu kocaman yangını?!
Bana baktığında bir çirkinlik çarptıysa gözlerine, bedenim bir ayna olduğu içindir! Senin bedenin buzlu cam; her şeyin sahte, her şeyin yalan! Oysa bedenim şeffaf mı şeffaf bir cam; arkasına sürülen SIRsa sırılsıklam!
Yazıklar olsun aldığın her nefese; dudaklarına değen her damla suya! Reddedildin aşkımın evlatlığından! Bir tek tohum bile düşmez artık ayak bastığın TOPRAKa!